Yaşantım boyunca zikzak çizmedim.
Olmayan bir şeyi varmış gibi asla göstermedim.
Başkasına göre olmayabilir ama kendi doğrumun ardından gitmekten asla gocunmadım.
“Seviyoruz” dediklerimizi göstermelik değil yürekten sevdik. Sevdiğini sandıklarımızı da sahte olduklarını öğrendiğimiz yerde bıraktık.
Ardımıza bile bakmadan.
Antalya’ya gelmeyen hizmetleri görünce isyan ettik, “Neden” diye sormaktan yorulmadık, çekinmedik.
Yine bu dünya kentine kimin yürekten hizmet edip etmeyeceğine, “Menderes Türel” diyerek ilk gün nasıl ardında dağ gibi durduysak ölünceye kadar da durmaya devam edeceğiz.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için sevmedik biz onu.
Milletvekili olup Ankara’ya gidip, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yaptığından dolayı bağrımıza basmadık.
Her kabine değişikliklerinde adı bakanlık için geçtiğinden dolayı da peşinden gitmedik.
Dik duruşu.
Antalya denince akan suları durdurduğundan kendisine olan sevgimiz hep depreşti.
Hizmet etti, atılmadık iftiralar bırakılmadı.
Son ana kadar Cumhurbaşkanı tarafından yine Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapılmasını bekledik.
Bekledik çünkü geçmişi hep geleceğinin garantisi oldu.
Belediye Başkan adayı yapılanlar sevindi, yapılamayanlar üzüldü hatta isyan edenlere rastladım.
Ama Türel, aday gösterilen Hakan Tütüncü’yü ilk tebrik edenlerden olup bunda da farkını ortaya koydu.
Yazımın başlığında da dediğim gibi inandığım adamın peşinden gittim. Ve gitmeye de devam edeceğim.
Menderes Türel’di o kişi.
1987 yılında kesişen yol arkadaşlığımız yıl 2024 ve hala da devam ediyor.
Yola çıktıklarını sırf siyaset gereği diye yolda bulduklarına değişen sahtekar duygu sömürücüleri utansın.
Umarım ki yapılan tercihle kazanan Antalya olsun.
Vatana millete hayırlı olsun.