Bir seçimin üzerinden daha gün geçti. Kısacası Güneş, ay ve yıldızlar geçti ikinci güne gelindi.
Kimileri kahroldu; Belki de kendi kendisine defalarca, “Nasıl olur” sorusunu sordu. Ama gerçeği göremeden paçayı sıvayıp o gerçeklerin üzerine körü körüne gidersen hayal kırıklığına uğrar insan oğlu. O nedenle gerçekleri kabullenerek yola çıkarsan sonu hiç kahredici olmaz, “Kaderin cilvesi” der geçersin.
Kimileri sevindi; Belki de sevinmek onların en doğal haklarıydı. Zira aylarca, “Daha yapacak, eksik kalmış işlerimiz var. Onu tamamlamaya kararlıyız” diye diye milletten oy istediler. Dert yanıp, derman olma vaatlerine devam ettiler. Mağdura sahip çıkardı bizim Türk Milleti. Çıktı da. Emekli üzerinden yol yürüdü o emekli onu yalnız bırakmadı. Köylü ile pazara çıktı, dar gelirliyle kaşık salladı topladı oyları döndü geride kimilerine göre bırakacağı koltuğuna oturdu.
Ve “Nerede kalmıştık Antalya” dedi.
Dedirtti.
Aslında ben bu haykırışı bir yerlerden tanıyor biliyor gibiyim.
Hatta seçim günü akşamı kulaklarım sıkça çınlamıştı da, “Hayırdır” demekten başka bir şey elimden gelmedi.
Eskiden, “Nerede kalmıştık Antalyam” mıydı o haykırış?
Evet, evet bence öyleydi.
Ha Antalya ha Antalyam fark eder mi ki söylemde?
Önemli olan o yüreğin Antalya için çarpması değil mi?
Be vesileyle Antalya için yola çıkıp kaybedenlere de, kazananlara da oy verenlerden Allah razı olsun.
Şimdi.
“5 yılda olduğu gibi önümüzdeki 5 yılda da Antalya için hayal ettiğimiz projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz” diyenlere “Buyurun” dedi bu halk.
Ben demedim, “Daha güçlü bir ekonomi, daha adil bir ortam” diye.
Kazanan tarafın vaatleriydi.
Siz “Antalya’nın geleceği için umut doluyuz” dediniz bu halk da yine inanıp, güvenip oylarını verdi mi verdi.
“Geçmişte birlikte başardıklarımız, yarınları daha iyi inşa etme konusundaki kararlılık ve bu yolculukta Antalyalıların desteğine yine ihtiyacım var” dediniz mi?
Dediniz o destek verildi.
O kadar çok ki vaatler, sözler, umutlar ne bileyim ağızdan çıkanlar.
Say, say bitmez.
Yazsam, bırakın benim köşeyi sayfalar yetmez sayfalar.
Bebek bezi dahil.
Antalya’nın bir 5 yılı daha Muhittin Böcek ve yol arkadaşlarına hayırlı ve uğurlu olsun.
Ve şunu açıkça belirtmeliyim ki, ben en koyu CHP’linin dahi seçimden aylar öncesi şans vermediği Böcek ile devam dedi bu halk.
Beni ülkem yani genelde söylenen sözler tabi ki ilgilendiriyor da, benim asıl işim artık yaşadığım şehirde tapılacak olan, yapılması gereken, yapacağız sözü verenlerin adım adım peşinde olmaktır.
Dolayısıyla Muhittin Böcek’in adaylığı açıklandığı ilk günden itibaren biz basın mensuplarına ve millete dağıttığı seçim proje kitapçıkları, broşürleri ne bileyim video kayıtlarının tamamını arşivimimde topladım. Emin olun 5 yıl boyunca her gün yazsam yeter o seçim malzemeleri.
Boş vaatleri de, doldurulanları da bıkıp usanmadan yazıp yapılmayanları sorup hatırlatıp, Yapılanlara da yapıldı diye teşekkür edeceğimizi herkes bilsin.
Çünkü bizim işimiz bu.
Çünkü yapması gerekenlerin asil işleri de o.
Ne demiş Mevlana?
Dün dünde kaldı cancağazım. Yeni bir şeyler söylemek lazım.
Tebrik ziyaretlerini kabul almayı bırak Muhittin Başkan. Sen 25 yıl o zevki tattın. Yalakalarının etrafını daha da sarmasını umursama artık ihtiyacın yok. Sadece dostunu, düşmanını tanıdın onu bil ve lütfen, “Nerede kalmıştık” gerçeğinden şaşma.
Allah utandırmasın.