
2025 yılı Turizm sezonunun açılışı için hazırlıklar devam ederken büyük kaos bence yolda.
Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen 4 binin üzerinde oteli mühürlemiş.
Kurban Bayramı ve yaz tatili öncesinde Türkiye genelinde 4 bini aşkın otele mühür vurulması, merak ediyorum da kaos ya da huzursuzluk ne bileyim isyanı da beraberinde getirmez de ya ne olur?
Ne demek Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “turizm işletme belgesi” olmayan tesislerin kapatması?
Bu demek değil mi ki “Tatilcileri sokakta, turizm yatırımcısını ise borçla baş başa bırakması?”
Peki binlerce turizm işçilerinin ve onların bakmakla yükümlü oldukları ailelerinin hali ne olacak?
Üstelik Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği bir uygulamaya rağmen.
Eskiden Turizm Belgesi almaya gerek yoktu. Belediye’den işletme ruhsatı alan her işletme tesisine turist alma hakkına sahipti.
Hatta Türkiye’nin Turizm Başkenti Antalya’nın en baştaki Gazipaşa’dan tutun da, Kaş Kınık’a kadar binlerce tesisten bir tanesi turizm belgeliyse en az bin tanesi belediye belgeli, yani işletme ruhsatıyla çalışıyordu.
2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 30. Maddesi’nde18.07.2021 tarihinde 7334 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle belediyeler tarafından verilen konaklama belgesi verme yetkisi tamamen kaldırıldı ve bu yetki bakanlığa verildi.
Aslında sektörün tek sorumlusu olması gerekiyordu bu kanunla çok başlılıktan da vaz geçildi gibi bir şey.
Hal böyle de peki ya gidişat?
Bir şeyi hayata geçirirken öncelikle kendi işleyişini halletmen gerekmiyor mu?
Belediyeden ruhsat almış olsa bile, Bakanlık onayı olmayan tesisler mühürlenmeye başlanıyor.
En kolay yol bu değil mi?
Belge alma süreci, Bakanlıkta görevli az sayıdaki personel ve yığılmalar.
Tekrar soruyorum bu mudur çözüm?
Oysa bırakın yıllardır belediye belgeli çalışan tesislerin durumunu.,
“Açılışı yapılmayan her otel, hem istihdam, hem de döviz kaybı demek. Ekonomik krizin turizm eliyle hafifletileceği umudu çöker.”
Ben demiyorum, işin uzmanları söylüyor.
Anayasa Mahkemesi, 17 Ekim 2024 tarihli kararında, turizm işletme belgesi bulunmayan otellerin kapatılmasını öngören maddenin “teşebbüs özgürlüğüne aykırı” olduğuna hükmedip kaldırmış.
Ve Bakanlığa yasanın yeniden düzenlenmesi için 9 ay süre verilmiş.
Ancak bu süre içinde uygulamanın durdurulmasını bırakın aksine, denetimler sıklaştırılıp, işletmelere mühürleme yarışına girilmiş.
Mühürlü bir turizm işletmesi öncelikle bakanlığı tabi ki ülkeye ne getirisi olur?
“Sen müracaatları karşılaya biliyor musun da Bolu Kartalkaya yangınının faturasını millete çıkartıyorsun” demezler mi?
Kimse söyleyemiyorsa ben diyorum.
2025 yaz sezonu kapıya gelip dayanmış durumda Ey Turizm Bakanlığı. Yeni uygulamaya geçmek için bakanlığınızda sıra bekleyen işletmelerin talepleri ne olacak?
O işletmeler müracaatını alıp daha dosyasına bakamadığınız ancak, yetersiz görülüp tarafınızdan mühürlenmesinin karşılığı ne olacak hiçbir fikriniz var mı?
Tabi Turizm Bakanı’nın tuzu kuru. Yıldızı yüksek otelleri için en küçük bir sıkıntısı bulunmuyor.
Peki ya diğerleri?
Belge eksikliği nedeniyle kapatılan oteller için yargı yolu açık.
Nitekim bazı işletmeler idare mahkemesine başvurarak yürütmeyi durdurma kararı almış. “Telafisi mümkün olmayan zararlar oluşacağı” gerekçesiyle mührün kaldırılması, sektörde benzer durumda olan işletmelere emsal teşkil ediyor. Ancak bu yola başvurmak için hem zaman hem hukuki donanım gerekiyor. Özellikle küçük işletmeler, yargı sürecine erişmekte zorluk yaşıyor.
Olay bu.
Çözecek makam kim?