Her ne kadar önümüzde ülke açısından çok büyük önem taşıyan bir seçim olsa da, yerellik benliğimize işlemiş..
Hele önümüze gündem konuları konuveriyor ya.,
Çıldırmamak elde değil.
Efendim bendeniz genelde şehir içi toplu taşıma araçlarını kullanırım. Ve her Halk Otobüsüne binişlerimde Rahmetli Gazeteci dostum Ali Orhan’ın söylediği söz aklıma gelir. Ben işyerine özel aracımla gidip gelirken espri ile karışık takılırdı Ali, “Sosyetik gazetecilik nasıl bir şeyse biz dolmuşlara devam” diye.
O da biliyordu bizim de kendisinden farkımızın olmadığını da, takılmak onun en büyük hobisi gibi bir şeydi. O nedenle hep otobüslere binişlerimde sözleri beynimde top oynar.
Toplu taşıma araçlarında gittiğin her yeri çıplak gözle görüyor kendince o yerlerle ilgili kafanda yorumlar yaparsın ya, bende de tik mi oluştu ne.
Konyaaltı tarafına yani KL08 ve VS18’i hakikaten sıkça kullanırım. Gideceğim yere en direkt giden hatlar bunlar. Ama ne yazık ki 2020 yılından itibaren ne zaman Boğaçayı köprüsünden geçsem yüreğim sızlıyor.
Morallerim allak bullak oluyor isyan ediyorum.
Neden mi?
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Menderes Türel’in bataklıktan muhteşem bir yaşam alanına dönüştürdüğü Boğaçayı, kartpostalları süsleyen görünümüyle Antalya’nın yeni çekim merkezi oldu. Antalyalılar hafta sonu Boğaçayı’na akın ederek, keyfini çıkardı.
Onu da anlatayım..
Önceki gün İHA (İhlas Haber Ajansı) haberi ve fotoğrafları konuldu önüme. Haberin aynen özünü veriyorum:
“Akademisyen, meslek odası temsilcileri ve alanında uzman kişilerden oluşan Boğaçayı Bilim Kurulu, Boğaçayı’nın sorunları, çözümü ve geleceği ile ilgili konuları yerinde inceledi. Bilim Kurulu’na Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçayı’nda gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında sunum yapıldı.”
Yazının girişini okuyunca Boğaçayı Bilim Kurulu oluşumu ve toplanmasının normal olduğunu gördüm de ikinci paragrafa gelince abartmıyorum içim burkuldu.
“Yazık, günah” demekten kendimi alamadım.
Neymiş efendim Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçayı’nda gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında sunum yapılmış..
Neyi sundunuz arkadaş?
O güzelim çayı korumak adına hangi çalışmayı yaptınız da, “İşte icraatımız” diye biliyorsunuz?
Kurbağa dıçkılarından geçilemez hale dönüşen Boğaçayı’nın sorumluları siz değil misiniz de, adına sunum koyduğunuz görseli ortaya koyuyorsunuz ki.
Ha.,
Bir de Boğaçayı görsel terasında Bilim Kurulu Üyeleri ve Büyükşehir temsilcileriyle toplu resim çekilmiş tarihi gün (!) ölümsüzleştirilmiş ya pes.
Benim merakım o bilim kurulu üyelerinden bir tanesinin kurbağa dıçkılarını gördüğü halde, “Çalışmalardan bahsediyorsunuz da bu ne hal” demiş midir ki?
Bence dememiştir.
Güya Boğaçayı Bilim Kurulu oluşumu.
Hem de 4 yıl sonra.
Ne gereği vardı canım. Orayı yapan senin 2019’daki kişinin vizyon projesi değil miydi?
Yok et gitsin. Zaten kemikleşmiş hatta bir ara 2009-2014 yıllarında Antalya’da akademik yüzsüzlüğe kadar gitmeye başlamış sizin siyaset anlayışınız bu değil mi?
Bak Muhittin başkan.
Bu memleketi Bekir Kumbul’da yönetti. Kendisi arıtma konusunda çok titiz davransa da bir tane eser bıraktı. O da mevcut Boğaçayı köprüsü. Ve Menderes Türel 2 dönemde de köprüdeki Bekir Kumbul yazısını bırakın kaldırmayı 5 yılda bir yeniledi.
Türel Boğaçayı projesini kendisi için değil, senin o dönem belediye başkanlığını yaptığın Konyaaltı ve Antalya için yapmıştır. Yok etmek yada etmeye çalışmak marifet değil. Korumak asli görevinizdir kanısındayım.