31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler yaklaşıyor yaklaşmasına da, ne yazık ki zamanın su gibi aktığı şu günlerde nedense adaylar tam olarak netleşebilmiş değil.
Nedeni de bana göre çok basit.
Hani deriz ya hep, “Ah o eski bayramlar” diye.
Hatta, “Ne varsa eskide var” cümlesini nakarat halinde söyleyip durduğumuz bile olur.
İşine gelmeyen, “Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağar” der geçer. Sadece de kendi fikrini ne bileyim dünya görüşünü rahatlatır.
Vallahi şu sıralar bir gazeteci kimliğimle ben üzerine vura vura, “Nerede o eski siyasetçiler” diyor.,
Hatta nara şeklinde haykırıyorum bile.
Adamına göre fikir beyanında bulunmak yoktu?
Var mıydı?
Parti tabanlarına sevgi saygı vardı?
Yok muydu?
Partisine emeği geçenlerle, yaşı ve duruşlarına bir hürmet bir saygı vardı.
Şimdi durumlar aynı mı?
Yine yüksek sesle haykırıyorum hayır, hayır, hayır.
Düne kadar her ne seçimi olursa olsun para ne bileyim etnik köken asla telaffuz dahi edilmez, eden ayıplanırdı.
Bugün parası olanın adaylığı ağır basıyor. Hiç kimse de hangi partinin olursa olsun kişiler ile ilgili net bir şey ortaya koyamıyor.
Neden?
Güzel Türkçemiz gibi siyasetimizi de nereye çekersen çek elastiki misali uzadıkça uzuyor.
“Yerel seçimlerde partiden çok adaya bakılır” derler.,
“Benim adayım senin adayını yenecek” diyeni de görmek mümkün öyle değil mi?
Hatta, “Ezici üstünlük” söylemlerinde bulunanlar yok mu?
Aç tavuk kendisini darı ambarında görür görmesine de, sahi ya senin ilçenin belediye başkan adayları kim ki?
Misal Muratpaşa’da Ak Parti’nin belediye başkan adayı kim oldu?
Ya CHP’nin?
Kepez ne olacak?
Manavgat ve Serik. Döşemealtı’nın belediye başkan adayları kimler arkadaş?.
Daha 31 Mart’a çok var değil mi?
Var var da.,
Konyaaltı CHP’de bir aday ismi açıklandığı halde hala git geller yaşanıyor mu yaşanmıyor mu?
Oldum olası siyasete uzak durmaya çalıştım. Mümkün olduğunca da içerisine girmedim de. Ama kimileri bırak içerisine girmemi, dibine kadar sokmaya, sokmayla kalmayıp şükür ki tertemiz kalmasını başardığım adımızı çıkartmaya çalıştıkları yok mu?
Olmasa şüphe ederim.
Ben bu şehre yıllarca hizmet etmiş, geçmişi geleceğinin garantisi olmuş, milyonları peşinde koşturmuş. Umutla aday olmasının beklendiği Menderes Türel dışında hiç kimsenin ne ardında durdum, ne de aday olarak ismi zikredilen herkese mavi boncuk dağıttım.
Kimseye de asla kefil olmadım.
Zira milyonların gönüllerinde taht kuranların kredi notları yüksek olur, asla da kimsenin kefilliklerine ihtiyaç duymazlar da ondan.
Kefile ihtiyacı olanlar güvensiz kişilerdir.
Öncelikle özellikle gazeteciler kimseye kefil olamaz, olmamalı.
Gazeteci dediğin tamam saygın bir meslek dalıyla uğraşıyor uğraşmasına da, onuru ve gururuyla yaşamaz mı?
Tabiri caizse bir başkasına kefil olacak durumu yoktur. O halde laf olsun diye de kimseye olmaktan, kefillikten bahsedemez.
Neden siyasetçi adaya kefil olamıyor ki?
Neden 15-20 aday adaylarının olduğu ilçelerde o aday adaylarından daha çok partili dahi olmayanlar konuşulur?
Bu yerel seçim özellikle Antalya’da çok şeye gebe çoook.