Nasıl aday adaylığıyla adaylık birbirine karıştırılmaması gerekiyorsa, biz gazetecilerin de yazdıkları konusunda sap ile saman da karıştırılmamalı.
Başkalarını bilemem.
En azından bence.
Gerçi seçim bu ya.,
Ve son zamanlardaki yazılarımızda da çemberin daralmaya başladığından dolayı kalan gün sayısından da sıkça bahsediyoruz.
Bugün dahil seçime kaldı mı 4 gün.
Yasaklar Cuma günü başlıyor.
Bizim meslektaşlarımız içerisinde keklik avına çıkan da var, bıldırcına da.
Kimisi oltayla balık avlamayı sever, bazıları tüfeğini sırtlar karlı dağlarda gezinti yapıp karşısındaki bıldırcın ya da keklikmiş fark etmez iki sıkı atmak en büyük tutkusudur.
Saptan samandan girdik avlanmaya vardık.
İşi erbabına bırakalım onlar uzmanlık dallarını uygulasınlar.
Geçtiğimiz Cuma günü Konyaaltı Belediye Başkanı-ki bir hafta sonra artık ona da, “Eski” demeye başlayacağız Semih Esen ile ilgili yazı yazmış, işçi maaşlarını ödememesinden dolayı tepki göstermiş, kendi çapımda, “Yakıştı mı” sorusunu yöneltmiştim.
Vay efendim giderayak Esen’e neden vururmuşum?
Yahu adam giderken işçisinin hak edişini ödemiyor ona bir şey yok. Ben, “Neden ödemiyorsun” diye sorunca var!..
Bu memleketten Yener Ulusoy geldi geçti. Adamın adı caddede yaşatılıyor.
Hasan Subaşı’nın ismi de bir caddemizde mevcut.
Yerli Konyaaltılılar Konyaaltı Belediyesi’nin kurucu ilk başkanı Hasan Talşık’ı unutabilir mi?
Bence mümkünü yok.
Fazla ileriye gitmeyeceğim.
Dolayısıyla, Aksu, Döşemealtı, Muratpaşa ya da Kepez’de insanlığa ve personellerine hizmet etmiş efsanelere girmeme gerek duymuyorum.
Çünkü onları herkes tanıyor, biliyor yolda gördüklerinde saygı da duyuyorlar.
Peki Semih Esen Geyikbayırı hatta üstüne yani Feslikan tarafına 31 Mart’tan sonra bir daha yılda kaç kez gider?
Diyelim ki gitti.
Bir Çakırlarlı ile bizim Kasap Erol’un mekanında karşılaştı. Ve o karşılaştığı kişi Semih Esen belediye başkanı iken maaşını ödemediği işçilerden birisinin yakını.
Sizce o Çakılarlı eski başkana selam verir ya da kendisine verilen selamı alır mı almaz mı?
Bence vatandaş görmemezlikten gelir.
Anlayana veya anlayacak olana ciddi bir acı.
Ama bugün Hasan Subaşı ile bir cenazede karşılaşılsa herkes selam vermek için sıraya geçer.
Menderes Türel’in elini sıkabilmek adına birbirlerini iteklerler.
Peki ya Semih Esen’e?
Anlatmaya çalıştığım söyleme gayretinde bulunduğum işte bu.
Yoksa 5 yıl yaşadığı yere, hele hele bu ilçe Konyaaltı gibi dünya insanının uğrak yeriyse.
Ve buraya bırakın belediye başkanlığını veya 5 yıllık süreci, bir tane çivi çakan sade vatandaşa bile herkes hürmet eder. Görünce de “Allah razı olsun” der.
En azından ben kendi adıma derim.
Bilmem anlata bildim mi?
Bu vesileyle.
Seçim yasaklarına girmeden adaylarımıza ve Pazar güne seçilecek olan Belediye Başkanlarımıza naçizane tavsiyem eserlerinizle ölümsüzleşmeyi prensip edinin. Üç günlük dünya. Sakın ola ki 5 yıllığına seçildiğiniz o koltukta 1825 günün hiç bitmeyeceğini sanmayın.
Yeminle su gibi akıyor zaman su.