SEÇİME DOĞRU
31 Mart seçimleri, sürprizlerle dolu bir seçim olacağa benziyor. Bu seçimde vatandaş belediyeciliği ve adayları değil de çarşıyı pazarı, hayat pahalılığını, yirmi milyona yakın emekli, dul ve yetimin maaşlarını ve maaş artış oranlarını, kısacası geçim sıkıntısını oylarsa, Akparti’nin durumu zor görünüyor.
Peki Akparti’den bundan dolayı gidebilecek oylar hangi partiye ya da partilere akar. İlginçtir; bu konuda Gelecek ve Deva Partisi’ne bu güne kadar böyle bir oy akışı sağlanmadı ya da sağlanamadı. Akparti’de başbakanlık ve bakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu da, bakanlıklar yapmış Ali Babacan da bu akışı sağlayamadı maalesef.
Siyaseten incelenmesi gereken önemli bir durum bu. Akparti’nin memnuniyetsiz seçmeni adres olarak Saadet Partisi’ne de gitmiyor. Ne var ki aynı milli görüş hareketi çizgisinde bulunan Yeniden Refah Partisi’ne Akparti küskünlerinin yoğun bir ilgisi var. Bu da siyaseten incelenmesi gereken bir durum.
Öyle görülüyor ki genel seçimlerde olduğu gibi, 31 Mart yerel seçimlerinden de Yeniden Refah Partisi sürprizlerle çıkacak. İrili ufaklı pek çok yerde belediye başkanlığı ve meclis üyelikleri kazandığı gibi, oy oranını da genel seçimlere göre bir hayli artıracak. Elbette sadece bununla da kalmayacak.
Başta İstanbul olmak üzere bir çok ilde dengeleri değiştirecek. Erdoğan’ın bütün çabalarına rağmen Fatih Erbakan’ı yanına çekemeyişi, Akparti için bir handikap gibi görünüyor. Bu iki parti arasındaki oy akışından MHP’nin pek etkileneceğini sanmıyorum. MHP aday çıkardığı pek çok il ve ilçeyi üç aşağı beş yukarı kazanır.
MHP’nin bir başka avantajı, Akparti listelerinden ve önemli sıralardan gösterilen meclis üyelerinin belediye meclislerinde kendi partilerini temsil etmeleri olacak. Peki MHP’den oy akışı olmaz mı? Kayda değer olmamakla birlikte bir miktar Zafer Partisi’ne oy akışı yaşanabilir. Belki bir miktar da İYİ Parti’ye. Bu arada İstanbul seçiminin önemine değinmeden geçmeyelim. İstanbul seçim sonucunu Yeniden Refah ve Dem Parti belirleyecek gibi görünüyor.
Yüzde yedi bandını yakalayan Yeniden Refah ve yüzde dokuz bandında olan Dem Parti’nin İmamoğlu’ndan ve Kurum’dan eksilteceği oy oranı, seçimin sonucunu belirleyecek. Zafer Partisi’nin İstanbul adayı Azmi Karamahmutoğlu’nun MHP tabanından alacağı oy oranını da göz ardı etmemek gerekir bu arada. Bütün bu hesap kitabın ötesinde İstanbul’da İmamoğlu, Kurum’dan bir adım daha şanslı görünüyor.
Geçen seçimde ittifak yaptığı partilerin aday çıkarması, tabanda İmamoğlu’na karşı olumlu bir duygusal birikime yol açmış gibi. Bu durum kendisi için bir avantaj elbettte. Bizim milletimizin mazluma karşı bir teveccühü hep olagelmiştir.
Gelelim CHP’ye. Özgür Özel’in genel başkan seçilmesi partide beklenen heyecanı yaratmadı maalesef. Aday seçim sürecinde yapılan kararsızlıklar, partililere göre haksızlıklar ve yanlışlıklar; yine partililer tarafından beceriksizlik olarak değerlendirildi. Ve özellikle Kılıçdaroğlu ekibinin tasfiye hareketi olarak nitelendirilen bu tutum CHP’de bir küskünler ordusu yarattı. Bu kırgın ve küskünler ordusunu seçimlere kadar kazanamayan CHP’nin de işi zor açıkçası.
Bu durumda CHP’den oy kayışları kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor. Bu oy akışı, büyük oranda TİP, Zafer Partisi ve bir miktar da İYİ Parti’ye gidecek gibi duruyor. CHP Ankara’nın dışındaki diğer büyükşehirlerde çok rahat seçim kazanacağa benzemiyor. Buna elbette İzmir’i de ekleyebiliriz. Ne var ki Tunç Soyer’in aday gösterilmemesi, bir ittifakın olmayışı, İyi Parti’nin seçime asılması, Akparti adayı Hamza Dağ’ın partisinin geçmişteki adaylarına göre daha güçlü olması, CHP’nin İzmir’de oy oranını etkileyecektir. Sözü toparlayacak olursak bu yerel seçimlerden daha çok oy oranı açısından en kârlı çıkacak parti olarak Yeniden Refah Partisi görünüyor.
Elbette bu noktada Zafer Partisi’ni de yabana atmamak gerekir. Bu da gösteriyor ki Türkiye siyasetinde İslamcı ve milliyetçi söylemler her dâim geçerli olacaktır. Peki ya Antalya.
Antalya siyasetini de bir başka yazıya bırakalım.