DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Usta Gazeteci Selami Şahin ; CHP’nin kalesi; Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a , sorulmayanları sordu!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Usta Gazeteci Selami Şahin ; CHP’nin kalesi; Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a , sorulmayanları sordu!

Selami Şahin; Gündemden başlayalım önce. Siz bir ilçede belediye başkanlığı yapıyorken Türkiye genelinde siyasete bir yöneliminiz oldu. CHP Genel Başkanlığı’na aday adayı oldunuz. Sonuçta bir ilçe belediye başkanısınız. Bu siyasi hamlenin nedeni neydi? Genel merkezde mi iyi gitmeyen şeyler mi var? Ya da genel başkanın tarzı mı, üslubumu, yönetim şeklini mi eleştirdiğiniz için aday adayı oldunuz?

Ümit Uysal; Daha öncede hep açıkladım yani geçmişte de açıkladığım şeyi bir kez daha söylemekte yarar var. Ben Türkiye’nin 100 yıl önceki koşullarının belli açılardan tekrar ettiğini düşünüyorum. Yani tamam askeri işgal altında değiliz ama genel olarak ülkenin içinde bulunduğu koşullar çok ağır. CHP’nin de geçmişinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri pratiği var. Devlet kurma geçmişi var. Milleti birleştirme geçmişi var. Yine o olağanüstü şartlarda CHP’nin ben %60’lara kadar oy alabileceğini düşünenlerdenim. Yeter ki o merkezi duruşu ve güveni sağlayabilsin. Buna katkı vermek istedim, istiyorum. Yani birilerini eleştirmekten ziyade…

Selami Şahin: Siz CHP’nin %60’ı bulabileceğine mi inanıyorsunuz?

Ümit Uysal; Bulabilir rahatlıkla.

Selami Şahin: Nerede bir hata yapıldığını düşünüyorsunuz o zaman?

Ümit Uysal; Ben hatalara değil kendi tespitlerimi söyleyeyim. Yani CHP ülkeyi kuran ve anayasal çerçevesini çizen partidir. Dünya haritasını gözünüzün önüne getirin. Doğu memleketlerini, batı memleketlerini gözünüzün önüne getirin. Dünyanın bu bölgesinde bir demokrasi var mı? Yok. Biz çok irtifa kaybettik ama hala bir demokrasimiz var. Çok partili hayat var mı? Yok. Kadın hakları anlamında eşit hukuk iddiasında olan, bunu tartışan, bunu amaçlayan bir ülke var mı? Yok. Bağımsızlığı kırmızı çizgileri arasından koyabilen, muasır uygarlıkla yarışacağım ve geçeceğim diyebilen var mı? Yok. Çok çeşitli etnik toplulukları ve inanç topluluklarını bir millet tanıma etrafında, Türk milleti tanıma etrafında birleştirmiş bir ülke yok bunun emsali var mı? Yok. Türkiye hala 100 yıl önceki kuruluş felsefesinin ekmeğini yiyor. Kalanlar onunla ilgili. Elinde kalanlar. Bunu inşa eden kültür CHP kültürüdür ve bu bugün çok çok daha büyük ihtiyaç. O günkü kadar büyük ihtiyaç. Daha büyük demeyelim, işgal altındaydık. Ama bugün de en az o günkü kadar çok ihtiyaç.

85 milyonluk bir nüfus var. İşi aşağı ekmeğe ihtiyacı olan, teknoloji, genel olarak ekonomiyi, medeniyet kriterlerini oluşturan bütün alanlarda, bilimde, sporda, eğitimde, sağlıkta, yargı bağımsızlığında, demokratik kriterlerde, dünyayla yarışacak, dünyayı geçecek bir ortam oluşturmamız lazım ki gelecek nesillerimiz %80’in neredeyse imkânım olsa yurt dışına giderim demiş araştırmalara göre bu kahredici bir şey. İnsanların üçte ikisinin gıda almakta zorlandığını söylediği bir Türkiye. Kahredici bir şey. Bu bizim hayal ettiğimiz, hak ettiğimiz, amaçladığımız Türkiye değil. Bunun için yeniden CHP’nin siyasetin merkezinde göreve çağrılması lazım. Toplumun tamamının güvenini sağlamaya dönük bir tutum.

Selami Şahin; Siz bu iddiayla mı ortaya çıktınız?

Ümit Uysal; Benim hayalim bu Türkiye ile ilgili. Özelde genel başkanlık aday adayıyla ilgili. Tabii CHP genel başkanı olursanız bu söylediklerimi yapabilirsiniz. Ben parti bütünlüğünü bozan birisi değilim. Parti disiplinini bozan birisi değilim. Geçmişimde de yoktur. Ancak hayal kurma, amaç belirleme, CHP için ve Türkiye için, öncelikle Türkiye için büyük hayaller kurma özgürlüğümüz var. Bu nedenle iddialı tutum takınıyorum. 33 yıllık bir parti geçmişim var. Ankara’ya gidemedim ama o benim hatam olmadı. Yani ben merkez yoklamalarıyla hep Antalya’da tutuldum. Şikâyetim de yok. Yani Muratpaşa Belediye Başkanı olarak 3. dönem çalışıyorum. Bence bu hizmet etme imkânı da çok anlamlıydı. Şehrimize de genel istikrarlı bir standart veren bir tablo oldu. Hizmet ettik memnunuz. Halkımız da anketlerimize göre çok yüksek oranda memnun çıkıyor. Bir şikâyetim yok ama bundan sonrası için imkanlar elverirse Türkiye’ye hizmet etmek istiyorum.

Selami Şahin; Muratpaşa özellikle CHP seçmeninin ağırlıklı olduğu bir yer. Dolayısıyla böyle bir yerde asıl yarış CHP’nin aday adaylar arasında oluyor, parti içerisinde oluyor. Sonrasında ise Muratpaşa seçmeninin CHP ağırlıklı olması sizi hizmetlerde veya belediye başkanlığında işinizi kolaylaştırıyor mu, zorlaştırıyor mu?

Ümit Uysal; Valla bir kere şöyle, CHP’nin en yüksek belediye oyu aldığı 3 yer: Kadıköy, Çankaya, Muratpaşa

Son seçimlerde büyük ilçelerde. Baktığınızda Kadıköy’de parti oyları yüzde 59, belediyede 69.  Çankaya’da parti oyları 54, belediyede 64. Ama Muratpaşa’da parti oyları yüzde 41, belediyede 62.3. Yani Muratpaşa’da bir standart oluşturuyoruz. Yani şapkadan tavşan çıkaran belediyecilik değil, hayat standardı veren, alo diyen herkesin ayağına giden, bunu 24 saat 12 ay yapan, bu standardı da hiç bozmayan bir belediyecilik üretmiş vaziyetteyiz. Sosyal denge belediyeciliği yapıyoruz. Günde 2500 kişiye yemek pişirmeye devam ediyoruz. Hepsi sosyal dosyası olan insanlar. Yüzlerce insana huzurevlerinde bakıyoruz. 6000 yaşlımıza yaşlı evlerimizde sosyalleştiriyoruz. 16000 insana atıklar üzerinden küçük küçük para ödüyoruz. Kıyıları kamulaştırmış vaziyetteyiz. Kıyıları kamu işletmeleriyle toplumun çok büyük oranda kullanabildiği alanlar olarak koruyoruz, ihale etmiyoruz.

Selami ŞAHİN; Borç durumu ne Muratpaşa Belediyesinin:

Ümit Uysal ; Bir yılda 12.000 insana evde bakım vermişiz. 3000 çocuğu okutuyoruz yılda. Kreşlerden, üniversiteye hazırlığa kadar. Borç bizim dönemimizden kaynaklanan bir borç yok. 30 yıl önce Yener Ulusoy belediyeciliği döneminde Antalya İmar Planı’ndan kaynaklanan yaklaşık 5 yıl önce Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlarla da  ilçe belediyelerinin üzerinde kalan kamulaştırma borçları var. Öyle baktığınızda çok ağır borçlar olan bir belediyeyiz. Bütün gayrimenkullerimiz hacizde. Bütün varlıklarımız hacizde. Ama bu bizim önleyebileceğimiz, bizim elimizde olan, bizim ürettiğimiz, hatta bizim çözebileceğimiz bir sorun değil. Çünkü geçmişten gelen, dava açma potansiyeliyle beraber düşündüğünüzde belki 5 yıl belediyenin bütün bütçesini ayırsanız dahi ödenemeyecek miktarlarda büyük varlıklar söz konusu. Biz onunla beraber nasıl yönetiriz? Çünkü hazmedilemez hesaplarımız var, işçi maaşları hesaplarımız, çalışan maaş hesaplarımız, İller Bankası hesaplarımız. Bunlar kendi dönemimiz borçsuz ve kendisi üreten bir belediyecilik tipi olduğu için İller Bankası payımız da tam geliyor, temiz geliyor, maaş hesaplarımız da temiz. Dolayısıyla yönetebiliyoruz, temel hizmetlerimizi hiç aksatmadan maaşlarımızı da ödeyebiliyoruz.

2013 bütün şehir yasasından dolayı, işte o bir gecede bir yasa çıkmıştı, bütün köyleri mahalle yapan, belediyecilik gelirlerinin %80’ini %90’ını büyükşehir belediyelerine ve altyapı kuruluşlarına, İSKİ, ASKİ, bütün kuruluşlara aktaran bir yasa. Ekonomik krize kadar iyi kötü ilçe belediyeleri ana hatlarıyla döndüler. Ama şu anda Türkiye genelinde %80-90 maaş ödemekte dahi zorlanıyor ilçe belediyeleri. Belli bölgelerde hiç ödeyemiyor neredeyse. Bu ucube bir yasa. Bütün şehir yasası mı? Bütün şehir yasası, evet. Hem hizmeti aksattığı gibi ilçe belediyelerini de işlevsiz ve bütçesiz bırakıyor.

Selami Şahin; Bu konuyu biraz açar mısınız?

Ümit Uysal: Muratpaşa bütçesi Büyükşehir artı Asat bütçesinin 16’da biri. Yani vaktiyle PKK ile pazarlık ederken eyalet sistemine hazırlık olsun diye çıkarıldığı kanaatindeyim yasanın. O ilk çözüm süreci diye bahsedilen süreçte çıkmıştı yasa. Düşüncesiz bir yasa. O hala sürüyor ama işte. Revize edilebilir mi yani? Revize şart. Ya ilçe belediyelerini kaldırsınlar ya da bu yasayı revize etsinler. Yani böyle belediye olur mu Türkiye’de ilçe belediyeleri çok büyük oranda maaş ödeyemez halde. Sistemini sorgulayacağız belediyeleri mi? Hadi bir ikisi olsa yüzde 10’u 20’si olsa belediyeler kötü yönetiliyor diyelim. Türkiye genelinde çok büyük ekseriyeti aynı zorlukları yaşıyorsa demek ki kurulan sistem iyi değil. Ucube bir sistem. Ya kaldıracaksınız bu belediyeleri ya da bütçeli ve işlevli hale getireceksiniz. Bütün bu güçlülüklere rağmen biz temel hizmetlerimizi de aksatmadan maaşlarımızı da aksatmadan yolumuza devam ediyoruz. Bu gelen ekonomik krizi çok önce görmemizin ve çok geniş tedbirler almamızın etkisi bunda yüksek.

Selami Şahin; Siz Cumhuriyet Halk Partisi’nde gençlik kollarından itibaren siyaset yapıyordunuz.  O dönem ilk seçimlerde sistemin de getirdiği avantajla CHP  8 milletvekili çıkardınız. Sonra Büyükşehir Belediye adayı aday oldunuz. Mevcut başkan da CHP’den bir isimdi. Sonra ne oldu? Bir türlü ortalıkta görünmedinz. Yani bir durgunluk, siyasetler bir durgunluk dönemi yaşadınız. Yani en verimli ve en başarılı olduğunuz dönemde Cumhuriyet Halk Partisi içerisinden konuşulanlar şöyle: Birisi çıkarsa hemen önü kesilir gibi muhabbetlerin yoğun olduğu bir siyasi parti olduğunu size söylüyorum. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Ümit Uysal: Siyasi partilerin hepsi merkeziyetçi büyük oranda. Yani yine de en demokratik CHP’dir. Büyük partilerin yani belli bir oranın üzerinde teveccüh gören partilerin içinde en demokratik olanı CHP’dir.  Yani sade vatandaşın yükselme şansı olan tek parti bana göre CHP’dir. Diğerleri lider merkezli tamamen. Ama CHP de bu otoriter dalgadan etkilendi. Antalya’da…

Selami Şahin; Peki siz hata yaptığınızı düşünüyor musunuz? Yani aday adayı olmakla.

Ümit Uysal: Yani ben demokratik hakkımı kullandım. Kimseyi eleştirmedim, kimseyi tahkir etmedim. Rakibim gibi gözüken insanlara saygıda kusur etmedim. Hiçbir kötü söz söylemedim. Spekülasyona neden olmadı. Yani siyasi hamle olarak belki hatalı. Sadece ben daha iyisini yapmak istedim. O da uygun görülmedi merkez yoklamasıyla. Aslında büyükşehire aday adayı olduysanız seçilecek durumda hissediyorsunuz demektir. Aday adayı olduğum her görevde ben seçilecek durumda hissettim kendimi ama uygun görülmedi. Tüzükteki yetkiyi kullandılar. Hatta pratik siyaset açısından pragmatik düşünürseniz faydacı düşünürseniz hata. Ama ilkesel düşünürseniz hata değil.O an partinin kamuoyuna yansıyan bir yüzüydüm ben. Partiye bir seçenek sunmamdan doğal bir şey yok. Ama sistem seçenekli durumları yadırgıyorsa kenarda kalabiliyorsunuz. Kenarda kalırken de boş durmadık. Okuduk, yazdık, çizdik, çocuk büyüttük.

Siyaset tamamen bütün hayatını siyasete bağlamış kişiler bence siyasette verimli ve başarılı olamaz. Yani kendi hayatından verimli, üretken bir vakit kullanımı çıkaramayacak kadar siyasete odaklı insanlar bence siyasette yönetirken de çok hata yapar. Yani biz insanız her şeyden önce. Pişmanlığım yok. Hata mı? Evet. Pratik, faydacı, bir yere gelme siyasetine göre hata olabilir. Bir şey diyemem. Ama insan tabii hatalarıyla beraber var oluyor. Bir de zaman içinde bakmak gerekiyor. Hata o an, hata ya da doğru davranış gibi gözüken şey. Tabii öngörülemez zaten. Yani 10 yıl sonra bakmak lazım.

Selami Şahin ; Muratpaşa Belediye Başkanı olarak siz Türkiye’de iddialı bir şekilde Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı adayı oldunuz. Şimdi burada şöyle bir şey ortaya çıktı.

Selami Şahin; Muratpaşa Belediyesi neresi? Yani bunu biraz daha somutlaştırırsak. İstanbul İstiklal caddesine çıktığınız zaman ya da Ankara’da Sakarya Caddesi’nde bir mikrofon uzattığınız da Muratpaşa neresi? Dediğimiz zaman yüzde doksanının çok fazla bilemediği ama Muratpaşa bir yandan Düden, Kaleiçi gibi bir sürü Antalya’ya özgü yerleri de barındırıyor. Bu noktada az önce siz ifade ettiniz Çankaya, Kadıköy falan. Hani oradan bir isim olsa hemen anında algı daha yüksek olabilirdi. Sizin açınızdan söylüyorum. Bunu bir dezavantaj mı gördünüz yoksa Muratpaşa’nın etkisini, efektini yeterince gösteremediniz mi?

Ümit Uysal; Şimdi şöyle siyasette biraz önce konuştuk ya yani sonradan bakmak lazım neyin nasıl şekillendiğine. Muratpaşa 11 yıl önce çok daha az tanınıyordu. Şu an tanınırlık epey yükseldi.

Selami Şahin; Var mı böyle mesela bir anket falan çalışmaları?

Ümit Uysal: Var değişik kaynaklarda hani yine istenen noktada değil ama Ankara, İstanbul’da okul arkadaşım vesaire Muratpaşa’nın ismini hep karıştırıyorlardı. Yani Mahmutpaşa diyenler oluyordu, şu oluyordu, bu oluyordu. Öyle bir noktanın çok üzerine çıktı Muratpaşa. Çünkü üst üste hayat standardı sıralamalarına girdi. Kesintisiz son 5 yıldır insan yaşam standartlarına göre Türkiye’nin en iyi ilçeleri arasında çıkıyor. Muratpaşa’nın kendi dinamiği yani hepsini de biz başardık demeyelim. Muratpaşa artık Türkiye genelinde bilinen bir ilçe. Ben de şahsım olarak Türkiye genelinde ünlü olduğum iddia edemem ama parti dokusu içinde bir tanınma sorunum yok benim Türkiye genelinde. Türkiye genelinde bütün delegeler tarafından tanınan bir ilçe. Tabii 33 yıldır değişik görevlerde bulunmuş bazı aralar olsa da işte genel siyaset konularında Türkiye’nin sorunları ile ilgili de belediyecilikle ilgili de işte fikirlerini her aşamada iletmiş. Belki bilmiyorum saymadım.7-8 kurultayda kurultay delegesi olarak bulunmuş. Diğerlerinin hepsinde de izleyici olarak bulunmuş. Bir eski il başkanı olarak, bir eski gençlik kolu başkanı olarak bulunmuş biriyim.

Selami Şahin; Tanınmada sorun olmadığını mı söylüyorsunuz.? Türkiye genelinde.

Ümit Uysal ;  Tabii şey değil. Yani belediyecilikten, ilçe belediyeciliğinden Ankara ve İstanbul’da olmadığınız zaman Türkiye geneli tanınırlık kolay bir şey değil.

Selami Şahin; Dezavantaj olduğunu düşünüyorsunuz.

Ümit Uysal; Muhakkak. Yani şöyle siyasi partilerde genel olarak kamuoyunda ünlü olmak bir avantaj muhakkak. Ama siyasi partilerin kendi kadro tablosu var. CHP Genel Başkanı’na, Genel Başkanı olan biri herhalde bir hafta içinde Türkiye’de çok geniş tanınırlar. Zaten ulaşır. Şey değil. Yani sizin hayat hikayenizin uyması meşhur olmaktan daha önemli. Ben hayat hikayemin fazlasıyla uyduğunu düşünüyorum.

Selami Şahin; Siz bu dönemde yani son seçimde rekor aldığınız Murat Paşa’dan büyükşehirde aday adayındınız. Son ana kadar da hatta yani Cumhuriyet Halk Partisi geleneğinde enderdir büyükşehir adayını o kadar geç sürede açıklaması. Çünkü gitti geldi muhabbetleri hep oldu. Realitesi de olduğunu düşünüyorum bu sürecin Yani Ümit Uysal donanım hem parti içerisindeki donanımı hem eğitim seviyesi ve belediye başkanlığıyla nerede eksik görüldüğünü düşünüyorsunuz? Neden aday yapılmadınız.

Ümit Uysal; Yani Türkiye siyasetinin yeterince liyakate dayalı yapılanmadığını hepimiz biliyoruz. Ama bu siyasi partilere girerken tüzük yetkileri tanıyorsunuz. Tüzükte merkez yoklaması yetkisi varsa atanan ve seçilen arkadaşlara başarı dilemek etik olarak da her açıdan daha doğru. Hukuki olarak da daha doğru. O döneme ilişkin bir spekülasyon yapmak istemem. Ama hani genel olarak bütün Türkiye’de liyakate dayalı hep beraber yapılsak zaten ülkemiz dünyada başka bir yerde olur. Değil mi? Yani kişi başına milli gelirdi en azından ilk 30’da 40’da 50’de bir ülke kurabiliriz. Liyakate dayalı bir ülke olarak yapılanabilsek değil mi?

Selami Şahin; Yani bu tabii iç siyasi dinamiklerinize yönelik siyasi ve spesifik bir soruydu. Bir başka açıdan baktığımızda dışarıda yaşayanlar Murat Paşa’da hizmet deyince işte ne yapılabilir ki yani asfalt falan gibi işler var. Bilmediğimiz yani vatandaşın çok farkında olmadığı birkaç hizmet söyleme şansınız var.

Ümit Uysal : Zeytinköy nasıldı mesela 11 yıl önce? Uyuşturucu bölgesiydi resmen, Şu an %80-90 şehirleşti. Nasıl oldu? Oradaki kamu arazileri. Özel bir çalışma mı yaptınız? Belediye parselleri üzerinden orayı yasaları ihlal etmeden ve içindekilerin hiçbir tapusu olmamasına rağmen 11 yıl önce içindekileri de tehcir etmeden hepsini de haklarını koruyarak ve mal sahibi yaparak şehirleştirdik. Kale içinde çok güzel bir restorasyon başarısı vardı geçmişe dayalı. Peki 5,5’dan sonra girilebiliyor muydu? 11 yıl önce? Ya da kış aylarında nasıl oluyordu? Şimdi 12 ay belli bir doluluk oranı var ve caddeler, sokaklar 24 saat açık ve büyük oranda güvenli. Nasıl geldik? Ermenek’te herkes bir tane tapusu olan var mıydı? Herkes kendi gecekondusunda da oturuyordu. Kamusal alanda kalan parseller %10-15’lik bir kısım dışında çok büyük oranda şimdi hali vakti yerinde vatandaşlarımız oldu. Nasıl oldu? Kır Camisi 40 yıldır imar dışı alandı. Şu an inşaat isteyen yapabilecek durumda çap veriyoruz isteyene, inşaat ruhsatı veriyoruz.

Selami Şahin; Peki ara yollar neden açılamıyor ?

Ümit Uysal ; Biz açıyoruz açılabilecek olanları. Büyük yolları büyük şehrin açması gerekiyor. Ama imar planı sorunu olarak bir sorun kalmış durumda değil. Bizi de zaten iki kere tapu dağıttık. Engellediler belli çevreler. Dava açtılar, engellediler. İki kez tapu dağıttık ama ikinci tapularımız şu anda çalışıyor.

Selami Şahin ; Peki ana arterlerin hızlı bir şekilde açılması gerekmiyor mu?

Ümit Uysal; Bütün yerler… Ana arterler hızlı bir şekilde açılması gerekmiyor. Bütün yetkiler bende değil ki yani. Ben nasıl yapabilirim? Ben elimdeki yetkileri en etkin kullanmakla mükellefim.

Selami Şahin; Son doğru geliyoruz.  Muratpaşa ile ilgili bu röportajı hangi cümlelerinizle sonlandırabilirsiniz. ?

Ümit Uysal; Yani Murat Paşa evet gurur duyulacak bir alandır. Modern bir alandır. Gelişmiş bir alandır. Ama Türkiye genelindeki sosyal dengesizliklerden, zıtlıklardan da aynı Türkiye’miz gibi maalesef nasibini alan bir alandır. Her türlü mahallesi vardır. Her sosyal gelişmişlik düzeyi farklı düzeylerde mahallelerimiz vardır. Ve yapısal köklü geçmişin hatalarından kaynaklanan köklü sorunlarımız vardır. Çok büyük oranda çözdük. Ama hala gidilecek yolu var.

Ama en önemli şey Muratpaşa’mızda güvenli bir kamu yönetimi vatandaş ilişkisi var. 24 saat açık hat ve seçmeden, torpilsiz, tanıdıksız, siyasi ayrım olmadan, sosyal ayrım olmadan direkt bir kamu hizmeti ilişkisi var. Bu bir standart seviyedir. Sadece kreşlerimizde kreşe gidemeyecek durumda olup da yetiştirdiğimiz çocuk sayısı 5000’dir. 10 yılda. Yani Türkiye’ye 5000 çocuğumuzu sokaktan sağlam bir okul öncesi eğitime aldırabildik. Bundan güzel bir şey olabilir mi?

Selami Şahin; Murat Paşa Belediyesi 5000 çocuğa kreş eğitimi mi veriyor?

Ümit Uysal ; Verdi ,10 yılda.

Selami Şahin ;  Kaç tane kreş var Murat Paşa’da?

Ümit Uysal ; 5 tane.

Selami Şahin ; Devam edecek mi?

Ümit Uysal ; Devam ediyor tabii. Süspanse ediyoruz tabii devam ediyoruz.

Selami Şahin, Artırılacak mı bu kreş sayısı? Para oldukça artar. Para olsa artar.

Selami Şahin; Vizyon projeniz var mı muhabbetleri ve soruları olduğu siz bu konuyu farklı değerlendiriyorsunuz. Mesela Murat Paşa’da böyle çok bilinmeyen, vatandaş tarafından şu anda bilinmeyen ve sizin muhtemelen olacak olan bir projeniz var mı?

Ümit Uysal ; Hayır yani böyle bir şeye gerek ve ihtiyaç da yok ki yani bu niye kamu yönetimini böyle şeylere yönlendiriyoruz. Şu andaki zaten büyük bir vizyon yani şu anda Murat Paşa’da icracı olan belediyecilik büyük bir vizyon. Vizyon standartla gelir. Vizyon binayla gelmez. Vizyon koyduğunuz standartla gelir. Hizmet standartlıyla gelir. Yani siz 12 ay, 24 saat telefonun ucunda kalabiliyor musunuz belediye olarak? Yok kalamıyorum. 7 saat kalabiliyorum günde. O da imkanlar elverdiği ölçüde kalabiliyorum. Geri dönüşlerim de bazen bir aya kadar uzuyor. Ama ben dünyanın en büyük binasını yaptım. Çok ışıltılı, 188 katlı. Bu iş mi yani? Belediyecilik böyle bir şey değil ki. Belediyeciliği böyle bir şey olarak anlamak işte dünyada son 30-40 yılda gelişen köşe dönmeci, ani, böyle bir standardı, bir kaliteyi, bir seviyeyi önemsemeyip böyle hokus pokus bir şeyler arayan fast food tüketim toplumunun geliştirdiği şeyler. Belediyenin görevi o değil. Belediyenin görevi 24 saat vatandaşın ulaşabileceği bir yerde durmak.

Ya da işte Avrupa’nın en büyük sivil toplum merkezini yaptık mesela. Türkiye’de örneği var mı? Yok. Yanında inovasyon merkezi de var. 1500 robotik kodlama mezunu verdik biz 2015 ile 2022 arası, 7 yılda. İkinci kademeyi gönderecek yer bulamadık. Çünkü yoktu Milletin ya da diğer kurumların STEM eğitimi denen multidisipliner eğitimleri yoktu. Bu harika bir şey ve orada start-up projeleri destekledik. Sembolik. 7 ofis verdik. Ama hani parlak fikirlerin desteklenmesi gerektiğiyle ilgili.

Selami Şahin; Kamuoyuna çıkan bir şey oldu mu peki start-up’larda?

Ümit Uysal; Tamamı ihracatçı. Tamamı. Tamamı yazılım ihracatçısı. Mükemmel. Verdiğimiz. ve bizim o çalışmamız yüzünden teknoparklar, herkes, odalar ilham aldı. Yani ben bunu hissediyorum çünkü biz 2014-15’te başladığımızda hiçbir yerde teknopark vardı ama hani çalışmaları çok sınırlıydı. İşte efendim odalar vesaire kendini bu işlerden sorumlu hissetmiyordu. Bir vizyon kattı şehre o yaklaşım. Yani hem sivil toplumu bir araya getiren, onları kamu yararına çalıştıran hem de yanında teknoloji eğitimi, drone eğitimi, roket eğitimi, sistem yazılım eğitimi temel düzeyde ve birçok daha başka meslek edinme eğitimleri veren bir inovasyon merkeziyle bütün derneklerin birlikte iş tuttuğu, kent kimliğini oluşturduğu ortamı birleştirdik. Bu bizim özgün bir projemiz.

Eskiden bazı dernekleri hiçbir sosyal faaliyette göremezdiniz. İsmini vermeyi, belli bölgelerin dernekleri. Şimdi bizde Ukraynalılar Derneği ile Urfalılar Derneği aynı çalışmada buluşuyor. Yani kent kimliği oluştu. Tabii ki. Kent Türkiye’de tanındı. Kıyılarda toplam 17 işletmemizle halk kıyılara girebiliyor. Tabii özel işletmelerde çay 50 lira, bizde 10 lira. Bir standart oluştu, 7-24 kesintisiz kamu hizmeti oluştu. Kreşe gidemeyen çocuklar fakirlik durumuna göre torpilsiz kreşlere kabul edildi. Yaşlılar yılda 12 bin evde bakım hizmeti verebilen bir belediye. Evde bakım. Tabii bir standart. Günlük 2500 kişiye, yoksul kişiye yemek yapan bir belediye. Daha ne olsun.

Hani 12 ay yılda yaklaşık 15 düzenli etkinliği yapan, işte bir tanesi yöreler renkler, bütün yöreleri birleştiren bir buluşma. Birisi kale içini bütün dünyaya tanıtan, kale içi çok başarılı olmuş, örnek alınan bir yıl boyu devam eden festival çalışması, yıl boyu mutfağa devam eden. Yani biz bir standarda hizmet ettik, bir vizyon standardına hizmet ettik. Ve çok memnunuz. Yani zaten belediyecilikten anlaşılan şey budur.

Biz hiçbir zaman ya bir yere bir şey yapalım da, bir köprü yapalım da kestirmeden gitsinler. Evet köprü de çok anlamlı, çok güzel ihtiyaçsa. Sırf gösteri olsun diye yapılan beton işler, Türkiye’de nelere mal oluyor görüyorsunuz maliyetlerini. Halka yüklediği yükümlülükleri. Hizmet mi şimdi? Hizmet diyebilir miyiz? Hiç ihtiyaç olmayan bir yere bir köprü yapıyorsunuz. 20 sene halk bedelini ödeyerek de parasını ödeyemiyor. Hazineden parasını ödüyorsunuz. 20 sene. Bu şimdi buna hizmet demek denir mi denmez mi? Çok tartışılır. Yani bu hizmet mi yoksa milletin kalesine giren gol mü? Yani böyle şeyler hayata bir katkısı varsa hizmet hizmettir. Bak hiç saymıyorum. 500 km asfaltı toprağa kadar kazıyıp yenileyen Türkiye’de başka ilçe var mıdır son 10 yılda? Zannetmem. Hem de kendi ürettiği asfalt. 100 milyon dolar ediyor şu an ihale etsek. Biz onu çok daha 20-25 milyon dolara mal etmişiz toplam baktığımızda Bu üretim kültürüyle oluyor.

Şu an yine bütün banklarımızı kendimiz üretiyoruz. Para vermiyoruz dışarıya. Depremle ilgili bir çalışmanız var mı? Var. Depremde de perde beton mecburiyeti var Muratpaşa’daki bütün binalarda. Perde beton mecburiyeti var. Geçen toplanma merkezlerini öğretmek, depremde alınacak tedbirlerle ilgili kültürü arttırmak üzere deprem tatbikatı yaptık. Arama kurtarma grubu G.A. ile ortak çalışmalarımız var. Onlara yer verdik. Onların çalışmaları sürüyor.

Son olarak koku alma duygusu çok hassas. Afrika fareleri büyük boy yani öyle yayılacak bir şey değil. Getirmek istiyoruz. Ne amaçlı? Hiç sekmeden tak enkazın altındaki canlıyı tak işaret ediyor. Yani en yakın canlının eğitimli.

Selami Şahin; Nereden temin edeceksiniz?

Ümit Uysal; Afrika’da Tanzanya olabilir. Afrika’da bir ülkeden. Ama hani elimizin altında bulunsun istiyoruz. Yani tak diye gidip hemen enkazın orasına gidip burada canlı var diyor. Koku alma duygusu binlerce kat diğer canlılardan gelişmiş. Bir de hani fizyolojik olarak da her yere girebilir. Tabii. Biraz büyük tabii bunlar. Standart fare değil. Yani biraz büyük.

Yani Muratpaşa katılımcı bütçe uyguluyor. Bugünün dünyasında fast food kültüründe gerekli etkileşimi alamıyoruz. Açıyoruz her sene bütçemizi fikirlere, oylamalara. Önemsemiyor. Bunlar çok nitelikli şeyler. Muratpaşa’da sıcak yaz ayları dışında yılın on ayı dolu bir kültür merkezi var. Sergilediği şeylerle markalaşmış. Öğrenci işi sergilemeyen. On ay dolu. Yani Muratpaşa her açıdan bir standart şehri. Bir nitelik şehri. Bir standart şehri. Zaten belediyecilik vizyonu bu. Yani belediyecilikten bunun dışında bir şey anlamak halka haksızlıktır. Yani hani sırf kendi durumunu göstermek için bir şey, fallik bir şey ortaya koymaya çalışmak. İşte vizyon bu.

İsveçlerle ortak çalışıyoruz. Hangi konuda? İki yıl önce bir ortak çalışma programı yaptık İsveç Liberal Demokrasi Vakfı’nın öncülüğünde. Balkanlar, Kafkasya ve Türkiye Belediyeleri. Türkiye’den biz vardık ve Küçükçekmece vardı galiba. Bir de Mersin vardı. Onun dışında Balkan ülkelerinden vardı. Kafkasya’dan, Gürcistan’dan, Ukrayna’dan belediyeler vardı. O eğitimlerde toplam bir aylık bir eğitim. Hani parça parça, hafta hafta değişik yerlerde.

Muratpaşa’nın hizmetlerine inanamadılar. Çünkü bizim aile danışmanlığı örneğin. En çok ihtiyaç olan göçmen mahallesindeki istatistiklerinin bile beş katıyız biz aile danışma hizmetinde. Anlatmıyoruz bile. O kadar bizim için rutin hizmetler ki. İnanamadılar. Evde bakım hizmetlerimize inanamadılar. Ve inanamadıkları için işte yaşlı evlerimiz, sivil toplum merkezimizde zaten şok oldular. Yani kişi başına 10-15 bin dolarlık ülkede böyle bir sivil toplum merkezi nasıl olabilir diye inanamadılar.

Son hiç programda olmamasına rağmen, normalde Arnavutluk’ta olacaktı son haftası. Son haftayı Muratpaşa’ya koydular. Gelip görmek için yalan mı söylüyoruz, doğru mu söylüyoruz? Geldiler tek tek gezdiler, gördüler, gittiler. Yani öyle böyle bir ödül kaybetmişliğimiz var. Bu maske dağıtımı ile ilgili. Kapı kapı maske dağıtıldı. Uygulamalar örnekler yarışması vardı. İnanmadılar kapı kapı maske. Her yerde finale kaldık. Pandemi uygulamaları yarışı oldu 5-10 yerde. Her yerde bizi tak finale bıraktılar. Sonra ek kanıt istediler. Hiçbir yerde ödül alamadık. Ek kanıtı çünkü resim gönderiyoruz, adam inanmıyor. Yani bir belediyenin 220 bin kapıya ücretsiz maske dağıtıldı. Resim gönderebiliyoruz. Toprak görüntü gönderiyoruz. Kabul etmiyorlar. Yani bir ilçe belediyesinin bunu yapabileceğine inanmıyorlar. Çünkü onlar da yapamaz gerçekten. İmkânsız. Sırf dağıtım operasyonunu bile yapamaz. Yani bırak eline ver maskeyi. Ki biz o maskeleri kaçak diktirdik. Yani kaçak derken sadece yaşlılar kullansın diye yasadışıydı ya el koyuyordu. Biz onları gidip Denizli’de çok önceden dünyada maskeyle işi hallettiklerini gördüğümüz için Türkiye’nin de oraya geleceği bize göre kesin olduğu için daha Şubat ayında Denizli’de diktirmeye başladık. Bir ayda diktirdik. Bir buçuk ayda. Yalnız o kadar somut değil. Teslim etmişsin vatandaşa o kâğıt imzalamış. Ama 220 bin kapıya astık onları. 220 bin imzada olamayacak. Olamayacak. Yani öyle biz memnunuz. Yapmak istediğimiz şeylerin çok büyük oranda yaptık yani.

Selami Şahin; Ümit Uysal’ın hedefini artık Türkiye anladı. Yani Ankara’da yerel merkezde yani Ankara’da siyaset yapmak istediğini. Şimdi bu aynı zamanda şu mu demek? Yani belediyecilikte son dönem mi?

Ümit Uysal; Yani bunu söylemek için erken. Ama hani tercihim, öncelikli tercihim, Türkiye’ye hizmet etmek genel olarak, genel siyasete. Çünkü Türkiye bence hiç gizlemeye gerek yok düşüncemi. Polis, asker, güvenlik, dış işleri dışında bütün bakanlıklar bana göre kayda değer bir işlem ifa edemiyorlar. Şu anda tıkanmış durumda tamamen kamu yönetimi. Türkiye’nin bu tıkanıklığı aşması şart. Çünkü çocuklarımız var, geleceğimiz var, başka vatanımız yok. Bu tıkanıklığı aşmaya hizmet etmek istiyorum ben.

İyi bir eğitim sistemi, çok iyi bir tarımsal üretim sistemi, çok iyi bir teşvik mevzuatı, ekonomik kalkınma mevzuatı, planlı, gerektiği kadar devletçi, gerektiği kadar özel sektörcü, tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi planlı, güçlü bir kalkınma, bütün dünyayla dengeli öngörülebilir uluslararası ilişkiler, çok iyi enerji politikası, çok iyi enerji nakil güvenliği politikası. Bunların olması gerekiyor. Yüksek standartlı bir demokrasi ama ulusal birliğini tam olarak sağlamış bir Türkiye. Tartışmaya gerek duymayacak kadar toplumsal uyumu tesis etmiş bir Türkiye. 100 yıl önce mucizevi bir şekilde kurduğu ulus devlet seviyesini koruyan ve geleceğe geliştirerek taşıyan bir Türkiye. Bunun kıymetini bilen bir Türkiye.Ayrışmak marifet olsa 7000 aktif dil var dünyada. 7000 ülke kurmak gerekir. Ayrışmak marifet değil, birleşmek marifet. Bir ulus inşa etmek marifet. Uluslar anayasal tasada, kıvançta beraber olma, hayatı paylaşma birlikleridir. Anayasa zemininde uluslar.

Değilse işte Fransa’da Fransız’ım demesi bir insanın Cezayirli olmadığı anlamına gelmiyor. Ya da Polinezyalı olmadığı anlamına gelmiyor. Ya da İngiltere’de İngiliz’im demesi Hintli olmadığı anlamına gelmiyor. Ya da Amerikalıyım demesi İspanyol kökenli  olmadığı anlamına gelmiyor. Bunları bizim gibi ülkelere empoze ediyorlar. Onları aşmak zorundayız.

Bir birlik beraberlik, tartışmaya gerek duymayacak kadar bir sosyal uyum ve 100 yıl önce kurduğumuz bu birliği geliştirerek çocuklarımıza refah sağlayacak, ülkemize güvenli bir gelecek sağlayacak noktaya taşımamız lazım.

 

 

YORUM YAP