Bana yani, bendeniz Vedat Gürhan’a diyorlar ki, “Ülke 14 Mayıs’ta bir büyük seçime doğru gidiyor. Neden siyaset yazmıyorsun?”.
Fikri olur. Ve yeri gelip sorulduğunda da bırakın gazeteciliği sade bir vatandaş edasıyla da o fikrini söyler. Ama, “Yok ben gazeteciyim ve o konuda en doğrusunu ben bilirim” diye bir şeyi bu güne kadar ne tanıdım ne de tanıyacağım.
Onun adı gazetecilik değil megalomanlıktır.
Dayatma, kendini dev aynasında görme ve hatta ciğeri beş para etmemezliktir.
Tabi bu tamimiyle şahsi fikrim. Katılan olur, olmaz.
Ülke seçime gidiyorsa klavyenin başına oturup pek anlamadığım konularda ahkam mı keseyim?
Elimde çubuk karşımda beni dinleyecek öğrenciler var edasıyla dayatmada mı bulunayım?
Ha fikrim olamaz mı?
Sorana söylerim. Sorulmayan yerde de siyaset açılmasına bile karşıyım.
Hiç sorulmadı mı?
Hayatın gerçeklerini yaşıyorsak sorulmaması mümkün değil.
Ben de ülke her ne kadar büyük bir seçime gidiyor olsa da beni daha çok yerel yani Antalya ilgilendirdiğinden, hangi partiden kim Antalya milletvekili olabilir ki sorusunun cevabını tabi ki merak ediyorum. O merakım sırf gazeteci olduğumdan çok şehrin bir yaşayanı olduğundandır
Rahmetli üstadım Hıncal Uluç’un dilinden düşürmediği bir lafı vardır, “Meraklı olmayandan gazeteci hiç olmaz” diye.
Merak her zaman iyi bir şey olmasa gerek de, ben Antalya siyaseti ile ilgili gelişmeleri yıllarını CHP’li olmaya vermiş her zaman CHP’liliği ile bilinen ve tanınan Erdal Yayıcı’nın Facebook üzerinden paylaştığı yazılarından takip ediyorum.
Misal, dostum Yayıcı son günlerde bedavadan tavsiyelerde bulunuyor. Amme hizmeti diye ben buna derim!.
Yine Misal, aday adayları için en son yazısından hitapların bazıları şöyle:
“Evet milletvekili aday adayları müracaatlarınızı yaptınız. Partilerimize paraları yatırdınız. Listeler açıklanacak bir kısmınız ilk16 da yer alacaksınız. Bu Diğerleri artık partiden alacaklı olduğu için bundan sonra hakkım yendi telafi ederler diye her makama aday olacaksınız. Listedeki seçilebilecek sırada olanlar size hayırlı olsun, daha sonra sizlerle ilgili yazarım. Seçilemeyecek sıradaki adaylar. Sizlerde seçim boyunca adayız diyeceksiniz. Hakkınız yendiğini düşünerek üstekileri çekiştirin. Yakın çevreniz seçilemeyecek olduğunuzu anlayınca yanınızda gözükmez üzülmeyin. Artık seçim çalışmalarınıza partinizin muhalefet kanadıyla devam edeceksiniz. Herkes kazanandan tarafa olacak. Seçim çalışmalarınızı Akseki, yarbuz, Gündoğmuş, Karabel , Kaş, Korkuteli, Elmalı’nın yaylalarında yapacaksınız. Seçilecek olanların oralara gidecek vakti olmayacak. Oralarda da sizi varsa partimizin muhalefette olanlar karşılayacak. Seçim komitesi oraya gideceğinizi bildirmediği için o dağlarda da yalnızsınız. Köy kahvesinde birilerini görünce dalacaksınız, güzel bir konuşma için kendinizi hazırlayacaksınız. Seçmen soracak kaçıncı sıra diye söylerseniz. 10,12,16 oyuna devam edecekler. Konuşmanızı dinlemeyecekler canı sıkılan birisi sizinle muhabbet edecek. Aman çay paralarını ödeyin “ demiş.
“Devam edeceğim yazmaya” diye de kendisini takip edenlere göndermede bulunmuş Erdal Yayıcı.
Hatta devamındaki yazının altına dip not bile döşemiş. “Milyon dolarlık bilgiler benden bedava” diye.
Para göz birisi değildir sayın Yayıcı. Düzgün bir iş adamı, yolu yordamı en iyi şekilde bilen de esnaftır kendileri.
Hiç Milletvekilliği yaptı mı, il ilçe başkanı adayı oldu mu diye sorarsanız 2006-2014 yılları haricinde genelde spor gazeteciliği yaptığımdan ben hatırlamıyorum.
Ama Facebook profil resminden hatırlıyorum Kurultay delegesi idi kendisi.
Al götür Yayıcı’nın söylemlerini bir yerlere koy. İster yararlanırsın, istersen çöpe atarsın da, o yazılanlarda bir şey dikkatimi çekti. Genelde mesaj verir gibi diyeceğim ama çok açık-seçik söylemler olarak göze çarpmıyor. Acaba aba altından sopa mı göstermeye çalışıyor diye düşünmedim değil. En azından ben pek anlayamadım.
Galiba bu da siyaset üslubu olsa gerek.
Yine de Erdal Yayıcı’nın değerli tavsiyelerini takip edeceğim, notlarımı tutacağım. Belli mi olur bir gün benim de param olur en azından sırf “Namım yürüsün” zihniyetiyle parayı yatırır aday adayı oluveririm.
Parasıyla değil mi?