‘Bila ücret’ ne demek!..
Yüzyılın felaketi deprem faciasıyla ortaya çıkan, ‘Deniz kumu ile yapılan apartmanlarla ilgili geçen hafta bir konuyu ortaya atmıştım.
2012 yılında Akdeniz Manşet Gazetesi Genel Yayın Müdürü iken bizzat şahsımın takip ettiği Antalya limanından çıkartılan kumlarının akıbetinin ne olduğunu yıllar sonra bir kez daha sormuş, beklemeye geçmiştik ki, ‘Konuyu detaylı anlat. Geçmişi bir kez daha hatırlat’ diyenler çok oldu.
Detayları 11 yıl önceki yazdığımız gibi aynen veriyorum:
Antalya Büyük Liman’ında başlatılan dip temizleme ve derinleştirme çalışmaları, zamanla rotanın ayrı ayrı yönlere çevrilmesiyle, her şey gün yüzüne çıkmaya başladı. Nitekim Akdeniz Manşet’in, ‘Liman’da neler oluyor’ spotu altında, ‘Yağma Hasan’ın böreği’ başlığıyla verdiği anons sonrası baş gösteren gelişmeler, hakikaten dudak uçuklatacak derecede.
Global Holding, Ortadoğu Liman İşletmeleri, Port Akdeniz Müdürlüğü’nün kendi rıhtım önü ve etrafının dip temizliği ve derinleştirme çalışmaları için 650 bin TL’yi gözünü kırpmadan kasasından çıkartırken, balıkçı barınağı önü (eski) ile Serbest Bölge ve ASÇİMPORT rıhtımlarında aynı işi yapmak isteyen bir firma ortaya çıktı.
Söz konusu firmanın başvurusu ile ilgili, ‘Port Akdeniz rıhtımı etrafında temizlik ve derinleştirme çalışmaları yapan Vardakosta firması, çıkarttığı kumları kamyon başı ücret karşılığı Hüseyin Yılmaz isimli kişiye veriyordu. Adı geçen kişi de kumları satıyordu. Karlı bir iş olduğunu anlamış olacak ki, diğer rıhtımlarda yapılması düşünülen dip temizliği çalışmasını bila ücret karşılığı (Hiçbir ücret almadan) yapmaya talip olmasındaki tek neden, (Başkasından parayla alacağıma kendim çıkartır kendim satarım) kum çıkartma düşüncesinden başka bir şey değil’ iddiaları ortaya atıldı.
Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, Antalya Bölge Müdürlüğü Antalya Liman İşletmeleri Başkanlığı, ASÇİMPORT Liman işletmeleri A.Ş’nin, 16.8.2011 tarihli ve 11.160 sayılı. Antalya Serbest Bölge Müdürlüğü’nün 15.09.2011 tarihli ve 1458 sayılı yazılarına istinaden, 26.10.2011’de bir yazı çıkartır. Söz konusu yazının dağıtımı için de, Gümrük, Asçimport, ASBAŞ, Balıkçılar Kooperatifi ve Çelebi Marina’ya, ‘Konu ile ilgili olarak ANT-Toros İnşaat Maden Ltd.Şti. ile görüşülmüş ve bila ücret karşılığında, kendilerine iş bitimi sonunda referans mektubu verilmek üzere, Liman Başkanlığımızca iş bitirilinceye kadar yukarıda belirtilen alanlarda çalışma izni verilmiştir’ yazıları gönderilir.
Ve Büyük Liman’da dip temizliği-derinleştirme çalışmalarını yapmaya başlayan ikinci bir firma ortaya çıkar. Birisi 650 bin TL ücret karşılığı diğeri ‘bila ücret’ (ücret almadan).
Bir değer anlamda ‘hayrına (!)..’
Hayır, karşılığı dip temizleme çalışmalarında 2’nci aya girildiğinde, İl Özel İdaresi, bir ihbar alır. Liman’daki çalışmalara müdahil olması söz konusu bile olmayan İl Özel İdaresi, ‘Çıkan kumlar ancak bizim gösterebileceğimiz yere dökülebilir. O kumlar üçüncü şahıslar tarafından bir başkası yada başkalarına satılamaz’ yazısı gönderir, her gün vardiya halinde Büyük Liman’da İl Özel İdare elemanları resmen nöbet tutmaya başlar.
Port Akdeniz Liman İşletmesi, Vardakosta firmasının işi yüzde yüz bitirmemesinden dolayı, firma ile temasa geçer, işi bitirmesini, aksi takdirde adli mercilere başvuracağı uyarısını yapar. Port Akdeniz rıhtımında dip tarama çalışmalarının ikinci etabı başlayacaktır. İlk çalışmalarda denizden çıkacak kumların nereye depolanacağı yönünde fikir sormayan Port Akdeniz, ikinci etap için 28.03.2012 tarihinde il özel idaresine yer göstermeleri, çıkartılacak kumların nakliyesiyle ilgili kantar fişlerine varıncaya kadar il özel idaresine teslim edileceğini de belirtir. Ve il özel idare ikinci etap için yer gösterir, izin verir.
İlkinde başına buyruk hareket et, ikincisinde izin talebinde bulunmak çelişkiydi.
Ne var ki, Liman Başkanlığı’nın, ‘Bila ücret’ karşılığı temizleme işini verdiği ANT-Toros firmasının çalışmaları durur, herkes ortalıktan toz olur.
Gerek Port Akdeniz, gerekse ASÇİMPORT Limanlarından çıkartılan deniz kumları da yok olur. Zira daha önce de dediğiz gibi sırra kadem basar.
Biz zamanında da gazetecilimizi yapmıştık şimdi de aynısını yapıyoruz da, o yok olan binlerce tır dolusu deniz kumlarının akıbeti ile ilgilenmek için benim ülkemde illa ki asrın felaketinin yaşanması mı gerekiyordu?
Tabi ilgilenen yada bizim ilgilendiklerini sandığımız bir yetkili var ise.