Son yerel seçimlerde büyük bir başarı elde eden Chp, bu başarıyı kendinden menkûl zannededursun; kendisini ve büyük çoğunluğunu kazandığı belediyelerini bekleyen tehlikenin farkında mı acaba? Akp hükümeti bunca yıldır her köşeye sıkıştığında bir tasarruf genelgesi yayımlar. Daha çok da vatandaşın gazını almayı düşünerek yayımlanan bu genelgelere yine daha çok tabanın ve vatandaşın uyması gerektiği vurgulanır.
Ya da uygulamada öyle gerçekleşir.. Uyan var mıdır bu genelgelere bilmem ama uyanık kamu kurum ve kuruluşları bu güne kadar genelgeyi bir yerlerinden delerek, işlerini yürüttüler hep.. Özellikle belediyeler elma alıp armut gösterdiler.. Ancak son tasarruf genelgesinde işler biraz daha farklı, biraz daha ciddi gibi görünüyor.
Yâni merkezî yönetim, özellikle yerel yönetimleri tam saha kıskaca almış durumda. Ve bu kez denetimler sıkı, yaptırımlarsa ağır olacağa benziyor.. Genelgenin asıl muhatabı ve hedefi ise, CHP’li belediyeler gibi duruyor.. Sözün özü CHP’li belediyelerin bu genelge ile seçim sürecinde vatandaşa söz verdikleri birçok hizmeti yerine getirmesi çok zor görünüyor. Kısacası tasarruf tedbirleri genelgesi ellerini kollarını bağlamış durumda..
Ve daha çok da bu genelge, CHP’li belediyeleri olumsuz anlamda etkileyecek gibi duruyor. Elbette burada amaç, özellikle CHP’li belediyeleri daha etkisiz kılarak, oy aldıkları vatandaşın gözünden düşürmek olacak.. Ekonomik bir tedbirmiş gibi sunulan bu genelge aslında siyasî bir tedbir ve manevra olarak çıkıyor karşımıza. Amaç ekonomik değil, siyasî.. Ve olası bir baskın erken genel seçime ön hazırlık gibi duruyor..
Bu önemli ve kapsamlı genelgenin gereği olarak büyük projeleri ve yatırımları bırakın, eksik ve gerekli personel sayısını bile artıramayan, hattâ günlük bir gazeteye bile abone olamayan CHP’li belediyelerin hâlini şimdiden görmek mümkün.. Zaten birçoğu, kendilerinden devraldıkları bazı belediyeler de dahil, gereksiz harcamalar ve üzüm çerez paraları yüzünden borç yüküyle ve boş kasayla devraldıkları belediyeleri nasıl yöneteceklerini kara kara düşünmekteler.. Merkezî yönetimin hâkimi olduğu bir sistemde yerel yönetici olarak gerek duyduğunuz krediyi bile almak elinizde değil..
O nedenle merkezî yönetimi elde edemediğiniz sürece, zafer kazanmış sayılmazsınız.. Ülke ittifakıyla yerel seçimlerden birinci çıkmış bir partinin, vatandaşın erken seçim beklentisine rağmen, ısrarla erken genel seçimi istemeyen genel başkanıyla bunu başarmak ve gerçek zafere ulaşmak mümkün mü? Varın buna da siz karar verin. Vesselam…