Oturdum masaya, TV karşımda açık, ellerimle hem de hiç üşenmeden, itinayla hazırladığım kahvaltımı yapıyorum.
Hangi kanalı açsam siyaset..
Ülkemde 4 gün sonra Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçimi var ya.,
En fazla oy alan taraf Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı olacak ya.,
Sanki Dünya be seçime kilitlenmiş arkadaş.
İngiltere, ABD, Fransa ve Almanya başta olmak üzere birçok ülkenin gözü kulağı Türkiye’nin bu seçiminde.
Yunanistan da bir ülke değil mi? Orada da seçim var. Neden onların seçimini merak etmezsiniz de, benim ülkeme kilitlenirsiniz ki?
Gerçi o kilit 10 gün önceki ilk tur ve Milletvekili seçimlerinden sonra açıldı da, “Çıkmadık candan umut” işte.
“TV karşısına oturdum” diye yazıya başladım ya, Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçime günler kala HDP desteğini da alarak seçime girmeye çalıştığı günden itibaren, “Bu ülke 40 yıldır terör illetinden yaka silkmedi mi. O teröristlerle yan yana yürüyene mi oy vereceğiz” propaganda ne bileyim yakıştırmalar havada uçuşmuyor muydu?.
Adını ne koyarsanız koyun.,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HÜDAPAR’ı yanına çekti. Vay anam, “Hizbullah terör örgütüyle nasıl hareket edilir.”
Haydi diyelim ki diğer adayın ortakları senden kara.
“Tencere dibin kara” olayı mı bu yahu?
Dünkü TV haberlerindeki “Hizbullah” vurgulamasını yine görünce yazdım Google amcama sordum. Ne çıktı karşıma biliyor musunuz?
“Geçmişte şiddet eylemleri gerçekleştiren örgüt, 2000’ler ve sonrasında şiddet içerikli olmayan faaliyetlere odaklanmıştır.”
Türkiye’de şimdi Hizbullah diye bir terör örgütü var mıdır?
Peki, 1984 yılından beri bu ülkenin 40 bin evladını şehit etmiş, PKK ya da HDP ismi her neyse terör örgütü hala varlığını sürdürme gayretinde midir değil midir?
Seçimlere bu pencereden baksam birileri kızar, bakmasam mantığıma ters.
Ama ben Türkiye Cumhuriyeti’nin bir evladıyım ve ülkem için her pencereyi açıp ne oluyor-bitiyor diye bakmak, en azından çıplak gözle görmek, boynumun borcu değil de ne?
Merak ediyor, beyin jimnastiği de yapıyorum da, benim ülkemdeki yeminle siyaseti ve siyasetçileri zerre anlayamıyorum.
Milletvekili seçimleri yapılmış bitmiş.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. Tur’a kalmış. Ve Pazar günü da o 2. Tur yapılacak. Aday sayısı iki. Diyelim ki bu seçim ilkinin tersi oldu-ki kendi adıma hiç sanmıyorum zira ortada bir gerçek hatta bir o kadar da duruş, görüş ve ortaklar farkı var.
Ülke ne olur?
Davul başkasında, tokmak başkasında olur mu olmaz mı?
Yani yasama çoğunluğu ile yürütme çoğunluğu arasında küçümsenemeyecek kadar fark.
Hem de tüm dünya ülkelerinin gözünün Türkiye’de olduğu bir ortamda.
Yok canım.,
Zihniyet falanca kaybetsin de isterse Türkiye çöksün değil mi?
O zaman biz kime ne anlatmaya çalışıyoruz?
Benim derdim birilerine bir şeyler anlatmaya çalışmaktan ziyade, gerçeklere dikkat çekmek ama bunun dışında kim ne düşünürse düşünsün umurumda bile olamaz.
Haydi, iyi “EVET” mühürü basmalar..