DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Kantinleriniz ne durumda!.. Vedat GÜRHAN (KÖŞE)

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kantinleriniz ne durumda!.. Vedat GÜRHAN (KÖŞE)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dostumun mekanı ve 5-6 kişinin bulunduğu bir ortamda sohbetimizin konusu günlük yaşam şartları ve hayatın pahalılığı.

Herkes kendince fikrini söylüyor. Misal ben pahalılığın en büyük nedenlerden birisinin keyfi zamlar olduğundan dem vuruyorum.

Bir başka dostum, ilkokula giden çocuğunun okul kantininden aldığı tostun 40 TL olmasına anlam veremediğinden bahsediyordu.

“11 yaşındaki çocuğun yiyeceği tost nasıl 40 TL olur arkadaş” derken, “Haydi tostu geçtim Kantinde incik, boncuk, sakız, çekirdeğin ne işi var” diye de ekliyordu.

“Okul idaresini bu konuda uyardın mı” diye sordum.

“Uyardım. Bir gün sonra aynı vitrin aynı hizmette” cevabı verdi.

Ben bu okul kantinleri konusunda geçmişten baya bir antrenmanlıydım. Zira 3 yıl Okul Aile Birliği Başkanlığı yaptım. Kantin nasıl işletilir. Kantinde nelerin satılıp nelerin satılmaması gerektiğinden tutun da, Türkiye’de Tarım Bakanlığının hijyen bayrağını alma şerefine bile ulaşmış Aile Birliği başkanıyız övünmek gibi olmasın.

Efendim.,

2007-2008 yıllarıydı. Bugün çoluk-çocuk sahibi olan benim büyük kız Karatay Lisesi’ne gidiyordu. Bir dönem geldi Aile Birli Yönetimini bendenize yükleyiverdiler. O dönemlerde yanlış hatırlamıyorsam 6 bin TL aylık kirasını ödeyemeyen kantin işletmecisi kayıplara karışmıştı. Yılsonu Milli Eğitime müracaat edip kantin işletmesini ihaleye çıkarttık. İhaleye 6-7 zarfla işletmeci adayı müracaat etmiş ihale günü gelmişti. Ve o gün ihale sırasında katılımcılar arasında hiç de küçümsenmeyecek olaylar meydana geldi. İhale sırası bizim okula gelmeden Milli Eğitim Müdürlüğü tüm ihaleleri iptal etti. Konuyu o gün Yalova’da seminerde olan Okul Müdürü’ne ilettim.

Müdür, “Vedat bey okulumuzun kantinini biz kendimiz işletelim” demez mi?

“Yani” dedim.

“Okul Aile Birliği olarak biz işletelim” diye tamamladı.

Konuyu önce Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay’a ardından, o dönem Antalya Valisi olan Alaaddin Yüksel’e aktardım.

Müdür bey ve Vali Yüksel verdiler de verdiler bana gazı.

Türkiye’ye örnek olabilecek bir çalışma olmasından tutun da, vali beyin tarım bakanlığının hijyen bayrağını bizzat okula kadar getirip bana teslim edeceğine kadar destekte destek.

Beynimize girmişlerdi, “Olmaz” deme şansımız var mıydı?

Diyemedik zaten.

Ama öyle bir kantin ortaya çıkarttık ki.,

Cola, sakız, cips, Fastfood, patates kızartması ne bileyim bu gibi yiyecek ve içecekler kantine girdirilmemişti.

Sabahları doğal süt ve doğal bal ile 25 kuruş karşılığında öğrencilere sunum.

Tost yok.

Ev yapımı köfte ya da özel yapım tavuk döneri. İçecek sadece ayran veya su.

Eleman da çalıştırdık, Para da kazandık.

Burs verdiğimiz, ihtiyaçlarını karşıladığımız dar gelirli öğrencilerimiz vardı onlara vecibelerimizi yerine getirmekte zorlanmadık.

En güzeli de, kantin işletmecisi paramızı verecek de biz de ihtiyaçlarımızı karşılayacağız diye düşünmekten arındık.

Peki, o sohbette arkadaşın anlattığı Konyaaltı’ndaki Gazi Mustafa Kemal İlkokulu kantininde neler satılıyor acaba?

YORUM YAP